www.okul-saati.tr.gg - İnkilaplar
 

ANA SAYFA
İstiklal Marşımız ve anlamı
Öğrenciler için
Aileler için
Okul başarısında ailenin önemi
Öğretmenimin 10 Nasihatı
Belirli Gün ve Haftalar
23 Nisan Şiirleri
Karikatürler
Okul Fıkraları
Özlü Sözler
Eğitim Haberleri
OYUNLAR
Satranç Oyna
SAĞLIKLI YAŞAM
Meyveler ve faydaları
Sebzeler ve faydaları
Hastalıkların bitkisel çözümleri
HARİTALAR
Devletlerin Bayrakları
Türkiye İklim Haritası
Dünya Haritası
İLK YARDIM
Önemli Telefonlar
Ön Bilgiler
Solunum yolu tıkanma
Kanamalar
Yanıklar
Kırıklar
Burkulmalar
Çıkıklar
Hayvan sokma yada ısırmaları
Yaralanmalar
Zehirlenmeler
Çocuk Hastalıkları 845
Çocuk Hastalıkları
KONU ANLATIMLARI
Türkiye'nin enleri
Trafik
SOSYAL BİLGİLER
Atatürk İlkeleri
Cumhurbaşkanlarımız
Cumhuriyet ve yenilikler
İnkilaplar
Yönler ve haritalar
Türkiyenin Yer Yüzü Şekilleri
Nüfus ve Yerleşim
Dünyamız
Çevre Sorunları ve Doğal afetler
Canlılar ve Dünyamız
FEN VE TEKNOLOJİ
Elektrik devreleri
Maddenin Tanecikli Yapısı
Maddenin Ayırt Edici Özellikleri
Maddenin Halleri
Vücut Sistemimiz
Kütle ve Hacim
Karışımları Ayırma Yöntemleri
Isı ve Sıcaklık
Kuvvet ve Hareket
İç Organlarımızın Görevleri
Sesin Yayılması
TÜRKÇE
Sözcükte Anlam
Adlar(İsimler)
Adlar(İsimler) 290
Sıfatlar
Zamirler
Anlatım Bozukluğu
İkilemeler
Noktalama İşaretleri
Cümle Çeşitleri
Cümlede Anlam
MATEMATİK
Kesirler
Kesirler2
Ardışık Sayılar
DİN DERSİ
İslamiyetin Doğuşu ve yayılışı
Dualar ve Anlamları
ZİYARETÇİ DEFTERİ

A. SİYASAL ALANDA İNKILAPLAR
1. Saltanatın Kaldırılması
Osmanlı Devleti'nde egemenlik hakkı padişaha aitti. TBMM açıldığında millet egemenliği benimsenmişti. Ancak o sırada şartlar uygun olmadığından padişaha dokunulmamıştı.
İtilaf Devletleri Lozan konferansına İstanbul Hükümeti'ni de çağırarak Türk tarafını bölmek istemişlerdi. Bu durum TBMM'de sert tepkilere yol açtı. Bundan yararlanan Mustafa Kemal saltanatın kaldırılması için girişimlerde bulundu. TBMM 1 Kasım 1922'de saltanatı kaldırdı.
 
Saltanatın kalkmasıyla;
a.     622 yıllık Osmanlı Devleti ve Osmanlı hanedanının egemenliği ortadan kalktı. Millet egemenliği kesinleşti.
b.     Laiklik konusunda ilk ve en önemli adımlardan biri atıldı.
c.     Lozan görüşmelerinde Türk tarafını bölme girişimleri sonuçsuz kaldı.
d.     TBMM halifeliğin devamına karar verdi. Osmanlı ailesinden Abdülmecid Efendi halife seçildi.
Saltanatın kaldırılması devlet başkanlığı ve rejim sorunun ortaya çıkmasına neden oldu. Bu sorun da Cumhuriyetin ilanı ile çözüldü.
 
2. Cumhuriyetin İlanı
Mustafa Kemal daha Amasya genelgesi ve Erzurum Kongresi’nde yeni Türk Devleti’nin millet egemenliğine dayalı olacağını belirtmişti. 1921 Anayasası’nda egemenlik hakkının millete ait olduğu açıkça belirtilmişti. Ancak vatanın kurtuluşuna öncelik verildiğinden rejim konusuna girilmemişti. Saltanatın kaldırılması ile yeni Türk devletinin rejiminin ne olacağı, devlet başkanının kim olacağı konuları gündeme geldi. Bu arada TBMM yenilendi. Yeni meclis Lozan Antlaşması’nı onayladı. Ancak meclis hükümeti sisteminden dolayı hükümet kurmakta zorlandı. Bunun üzerine harekete geçen Mustafa Kemal 29 Mayıs 1923'te Cumhuriyetin ilan edilmesini sağladı.
 
Cumhuriyetin ilanıyla;
a.     Devlet başkanlığı ve rejim sorunu çözüldü.
b.     Cumhurbaşkanlığı, başbakanlık ve meclis başkanlıkları makamları oluştu.
c.     Meclis hükümeti yerine kabine sistemine geçildi. Mustafa Kemal Türkiye'nin ilk cumhurbaşkanı seçildi. İsmet Paşa'yı başbakan olarak atadı.
d.     Egemenlik hakkı kesin olarak millete verildi.
 
3. Halifeliğin Kaldırılması
Saltanatın kaldırılmasından sonra halifeliğin devamına karar verilmiş, Abdülmecit Efendi halife seçilmişti. Ancak bu durum ülkede din ve devlet başkanlığı şeklinde iki başlılığa yol açmaktaydı. Ayrıca milliyetçilik, milli egemenlik ve laik devlet anlayışında böyle kurumlara gerek yoktu. Eski rejim yanlıları ile Mustafa Kemal'e ve inkılaplara karşı olanlar halifeyi sığınak olarak görüyorlardı. Halife de bir devlet başkanı gibi hareket ediyordu. Bu durum cumhuriyet rejimini tehlikeye düşürüyordu. Bütün bu nedenlerden dolayı 3 Mart 1924'te halifelik kaldırıldı. Tüm Osmanlı ailesinin de yurt dışına çıkarılması kararlaştırıldı.
 
Halifeliğin kaldırılmasıyla;
a.     Eski rejime dönüş yolları tıkandı.
b.     Laiklik alanında en önemli adım atıldı.
c.     İnkılapların önündeki engeller ortadan kalktı ve inkılaplar hızlandı.
 
4. Türkiye'nin Yeniden İdari Teşkilatlanması
Yeni Türk Devleti kurulduktan sonra idari teşkilatı yeniden düzenlendi. En büyük idari birim il oldu. İller ilçelere, ilçeler de nahiye ve köylere ayrıldı. Türkiye'nin ortasında yer alması, savunulma kolaylığı, Milli Mücadelenin merkezi olması gibi nedenlerden dolayı Ankara'nın başkent olması da kabul edildi (13 Ekim 1923).
 
5. Çok Partili Hayata Geçiş Denemeleri
Yeni Türk Devleti’nin rejimi; millet egemenliğine dayalı demokrasi yönetiminin bir uygulanış biçimi olan cumhuriyetti. Demokrasi yönetimlerinde farklı görüş ve düşüncelerin yönetimde temsil edilmesi gerekliydi. Atatürk farklı görüşlerin mecliste temsil edilmesini, bu yolla hükümet çalışmalarının denetlenmesini ve sorunlara farklı çözümler bulunmasını istiyordu. Bu da ancak çok partili hayata geçmekle mümkündü. Bu nedenle cumhuriyetin ilanından sonra yeni partilerin kurulmasına izin verdi.
 
a. Cumhuriyet Halk Fırkası (Partisi)
I. TBMM açıldıktan sonra mecliste gruplaşmalar olmuştu. Ancak bunlar resmi değildi. Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasından sonra yapılacak inkılaplar için güçlü bir meclis desteğine ihtiyaç duyan Mustafa Kemal 2. TBMM'nin açılışından önce Halk Fırkası’nı kurarak seçimlere gitti ve mecliste çoğunluğu sağladı. 9 Eylül 1923'te partinin adı Cumhuriyet Halk Fırkası oldu. Bu parti 1950 yılına kadar iktidarda kaldı. İnkılapların hemen tamamı bu parti kanalı ile yapıldı. Parti inkılapçı bir düşünceye ve devletçi bir ekonomi anlayışına sahipti.
 
b. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası
Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Mustafa Kemal ile yakın arkadaşları arasında özellikle inkılaplar konusunda görüş ayrılıkları baş gösterdi. Kazım Karabekir, Ali Fuat Paşa, Rauf Bey’in başını çektiği bu grup Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı kurdular. Parti ekonomide liberal, yönetimde muhafazakar bir görüşe sahipti. Atatürk demokrasinin yerleşmesi için yeni kurulan partiyi olumlu karşıladı. Ancak parti kısa sürede inkılap karşıtları ile doldu. Din siyaset aracı olarak kullanıldı. Şeyh Sait isyanının çıkmasında da etkili oldu. Bunun üzerine 3 Haziran 1925'te parti İstiklal Mahkemesi tarafından kapatıldı.
 
c. Serbest Cumhuriyet Fırkası
1929'da tüm dünyada ortaya çıkan ekonomik bunalım Türkiye'yi de etkiledi. Atatürk hükümet çalışmalarının denetlenmesi ve farklı görüşlerin ortaya çıkması için Ali Fethi Bey’e (Okyar) Serbest Cumhuriyet Fırkası’nı kurdurdu. Ancak bu parti de kısa sürede inkılap karşıtı eski rejim yanlılarının eline geçti. Tehlikeyi gören Ali Fethi Bey partiyi kapattı. Çok partili hayata bir kez daha ara verildi.
Çok partili hayata ancak 1946'dan sonra geçilebildi.
 
6. Cumhuriyet Dönemindeki Bazı İç Olaylar
a. Şeyh Sait İsyanı
Cumhuriyetin ilanından sonra hızlanan inkılapları bazı kişiler anlayamadı. Cumhuriyete ve inkılaplara karşı olanlar çok partili hayat denemelerinden yararlandılar. Şeyh Sait; inkılapları ortadan kaldırmak, halifelik ve saltanatı geri getirmek, amacıyla Diyarbakır dolaylarında isyan etti. İsyanı Musul sorununu kendi lehlerine çözmek isteyen İngilizler destekledi. Bunun üzerine Takriri Sükun Kanunu’nu çıkaran hükümet isyanı bastırdı. Suçlular İstiklal Mahkemelerinde yargılanarak cezalandırıldı. Ancak bu olay çok partili hayata ara verilmesine ve Musul'un kaybedilmesine yol açtı.
 
b. Mustafa Kemal'e Suikast Girişimi
İnkılap karşıtları Mustafa Kemal'i İzmir gezisi sırasında ortadan kaldırmaya karar verdiler. Ancak suikastçılardan birinin ihbarı sonucu olaya karışanlar yakalanarak cezalandırıldı. Mustafa Kemal “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşayacaktır” diyerek cumhuriyetin sürekli olacağını belirtmiştir.
 
c. Menemen Olayı
Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın kapatılması üzerine Derviş Mehmet ve bir grup adamı İzmir Menemen'de isyan ettiler. Asteğmen Kubilay'ı da şehit ettiler. Olay derhal bastırıldı. Suçlular yakalanarak cezalandırıldı. Ancak bu olay da çok partili hayata bir kez daha ara verilmesine neden oldu.
 
B. HUKUK ALANINDA İNKILAPLAR
1. 1921 ve 1924 Anayasası
TBMM açıldıktan bir süre sonra Teşkilat-ı Esasi adıyla Yeni Türk Devleti’nin ilk anayasasını hazırladı. Bu anayasa acele hazırlandığından bazı eksiklikleri vardı. Anayasada egemenlik hakkının kayıtsız şartsız millete ait olduğu belirtilmiştir. 1921 anayasası 1924'te tamamen yenilendi.
 
2. Türk Medeni Kanunu ve Türk Ceza Kanunu
Toplum ve aile ilişkilerini düzenleyen kanunlara medeni kanun denir. Osmanlı Devleti’nde medeni kanun yetersiz ve eksikti. Atatürk 1925'te İsviçre Medeni Kanunu’nu örnek alarak Türk Medeni Kanunu’nu hazırlattı. Kanun 17 Şubat 1926'da kabul edildi. Bu kanunla;
§ Miras, evlenme, boşanma gibi konularda kadın erkek eşitliği sağlandı.
§ Tek eşlilik ve resmi nikah zorunlu oldu.
§ Türk ailesinin kuruluş ve işleyişi modern hale getirildi.
Azınlıklar Lozan'da verilen haklardan vazgeçerek Türk Medeni Kanunu’na uymayı istediler. Medeni Kanun’dan sonra yine Avrupa örnek alınarak Türk Ceza Kanunu, Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu hazırlanarak kabul edildi.
 
C. EĞİTİM VE KÜLTÜR ALANINDA İNKILÂPLAR
Osmanlı Devleti'ndeki en önemli eğitim kurumu olan medreseler iyice yozlaşmıştı. Ülkede medreselerin yanında batı tarzı okullar, azınlık okulları ve yabancı okullar vardı. Bu durum tam bir eğitim karmaşasına yol açmaktaydı. Bütün bunlar eğitim - öğretim alanındaki inkılapları zorunlu hale getirmekteydi.
 
Bu amaçla yapılan inkılaplar;
3 Mart 1924'de Tevhid-i Tedrisat Kanunu çıkarıldı. Bu kanunla bütün eğitim - öğretim kurumları birleştirilerek Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlandı. 1925'de medreseler kendiliğinden kapandı. Medreselerin yerine bugünkü ilk, orta, lise ve yüksek okullarla meslek liseleri açıldı.
Atatürk'e göre eğitim - öğretim milli ve çağdaş olmalıdır. O “dünyanın her türlü ilminden, buluşlarından, ilerlemelerinden yararlanılmalı” demiştir.
 
Milli eğitim sisteminde gözetilmesi gereken başlıca ilkeler;
§ Öğretim birliğinin sağlanması, yaygınlaştırılması ve kolaylaştırılması
§ Eğitim programlarının toplumun ve çağın gereklerine göre düzenlenmesi
§ Eğitim - öğretimin disiplinli ve bilimsel olması, kız erkek eşitliğinin sağlanması
§ Görevlerini bilen yetenekli öğretmenlerin yetiştirilmesi
a.     1 Kasım 1928'de Harf İnkılabı yapıldı. Böylece okuma yazması kolay ve Türkçeye daha uygun olan Latin alfabesine geçildi. Türkçenin Arapça ve Farsçanın etkisinden kurtulması sağlandı.
b.     1931'de Türk Tarih Kurumu kuruldu. Böylece Türk tarihinin temelleri, eski Türk devlet ve uygarlıklarının araştırılması sağlandı. Türk tarihinin köklü ve ileri bir uygarlığa sahip olduğu ortaya kondu.
c.     1932'de Türk Dil Kurumu kuruldu. Böylece Türkçenin dünya dilleri arasında yerini alması, bilim dili haline gelmesi, yabancı kelimelerden temizlenmesi, Arapça ve Farsçanın tesirinden kurtarılması hedeflendi.
d.     Güzel sanatlar alanında çalışmalar yapıldı. Devlet konservatuarı ve güzel sanatlar akademisi kuruldu.
e.     Eğitim öğretimi geliştirmek için yeni okullar açıldı. İstanbul Üniversitesi kuruldu, ziraat mektepleri açıldı. Milli kültür ve milli ahlakı geliştirmek için çalışmalar yapıldı.
 
D. TOPLUMSAL ALANDA İNKILÂPLAR
Atatürk Türk toplumunun her açıdan modern bir toplum haline gelmesini istiyordu. Bu amaçla;
a.     1925'de tekke zaviye ve türbeler kapatıldı. Böylece, din kurumları kullanılarak halkın sömürülmesi ve batıl inançların yaygınlaşması engellenmek istendi.
b.     Kıyafet düzenlemesi yapıldı. Bununla halkın dış görünüşünün çağdaş ve modern bir görüntü kazanması sağlandı. Kıyafetteki karışıklığın giderilmesi amaçlandı. Bu amaçla; 1925'te Şapka Kanunu çıkarıldı. 1934'de en büyük din adamları dışındakilerin mabetler dışında dini kıyafetlerle gezmeleri yasaklandı.
c.     Takvim, saat ve ölçülerde değişiklik yapıldı. 1925'te miladi takvim kabul edildi, 1 Ocak 1926'da uygulanmaya başladı. 1 Nisan 1931'de okka, arşın, endaze gibi ağırlık ve uzunluk ölçüleri kaldırıldı; yerine metre ve kilogram getirildi. Böylece hem ölçülerdeki kargaşaya son verildi, hem de batılı ülkelerle yapılan ticaret faaliyetleri kolaylaştı.
d.     1934'te Soyadı Kanunu çıkarıldı. Bununla; tapu, miras, askerlik gibi konulardaki isim ve adres karışıklıklarının giderilmesi, toplumda ayrıcalık ifade eden unvanların kaldırılması hedeflendi.
e.     Kadın hakları ile ilgili yeni düzenlemeler yapıldı. Türk Medeni Kanunu ile sosyal hayatta kadın erkek eşitliği büyük ölçüde sağlandı. 1931'de kadınlara belediye seçimlerine katılma hakkı verildi.
1934'de ise milletvekili seçme ve seçilme hakkı verildi. Böylece siyasi alanda da kadın erkek eşitliği sağlandı.
 
E. EKONOMİ ALANINDA İNKILÂPLAR
Yeni Türk Devleti kurulduğunda ülkede bir çivi bile üretilemiyordu. Var olan işletmelerin çoğu da yabancıların elindeydi.
Lozan'da kapitülasyonların kaldırılması ile ekonomik bağımsızlık sağlanmıştı. Bu nedenle ekonomi alanında yenilikler yapılmalıydı.
 
1. Milli Ekonominin Kurulması
Mustafa Kemal Kurtuluş Savaşı’ndan sonra hemen ekonomik alanda yeniliklere başladı. Daha Lozan görüşmeleri sırasında I. İzmir İktisat Kongresi’ni topladı.
Burada Misak-ı İktisadi adıyla Milli Ekonomi ilkesi kabul edildi.
Buna göre; hammaddesi yerli sanayiye öncelik verilmesi, derhal büyük fabrikaların kurulması, esnafa kredi verebilecek bir bankanın kurulması, yabancı işletmelerin millileştirilmesi kararlaştırıldı.
 
2. Tarım, Sanayi, Ticaret ve Bayındırlık Alanında Yapılan Çalışmalar
a.     Tarımın geliştirilmesi için önlemler alındı. Köylünün durumunu düzeltmek için Âşar vergisi kaldırıldı, tarımda makineleşme teşvik edildi. Örnek çiftlikler ve tarım kredi kooperatifleri kuruldu. Ziraat okulları açıldı.
b.     Sanayinin gelişmesi için çalışmalar yapıldı. Esnafa kredi verebilmek için İş Bankası kuruldu. Teşvik-i Sanayi Kanunu çıkarıldı. Özel teşebbüs teşvik edildi. Buna rağmen; teknik eleman, bilgi, teknoloji ve sermaye yetersizliği yüzünden özel teşebbüs başarılı olamadı. Bunun üzerine devlet ekonomiye müdahale etti. 1934'de Devletçilik ilkesi ve I. Beş Yıllık Kalkınma Planı kabul edildi. Bu sayede sanayi hızla gelişmeye başladı.
c.     Osmanlı Devleti zamanında ticaret azınlıkların eline geçmişti. Bu nedenle ticaret hayatı milli çıkarlarımıza uygun hale getirilmeye çalışıldı. 1926'da Kabotaj Kanunu çıkarılarak kendi limanlarımızda gemi işletme hakkı Türk vatandaşlarına verildi.
Bayındırlık çalışmalarına önem verildi. Başta demiryolu ulaşımı olmak üzere ulaşım ve haberleşme işlerine önem verildi. Yeni demir yolları, köprüler yapıldı. Planlı şehirleşmeye önem verildi.
Bugün 13 ziyaretçi (29 klik) kişi burdaydı!
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol